Çekingenlik ve Sosyal Kaygı Arasındaki Fark | Utangaçlık vs sosyal kaygı
utangaçlık vs. Sosyal Anksiyete. Anahtar fark utangaçlık ve sosyal kaygı arasında utangaçlık, bir kişi yeni durumlar ve insanlar karşısında garip ve rahatsız olduğunu hissettiğinde yaşanır. Öte yandan, sosyal kaygı, daha sosyal bir durumla karşı karşıya kalındığında şiddetli bir korku ve rahatsızlık duyan daha şiddetli bir durumdur. Dolayısıyla iki koşul arasındaki sınır çizgisi ciddiyetinden kaynaklanmaktadır. Çekingenlik yalnızca sosyal durumlar karşısında kişinin korku ve rahatsızlığını kabul etmekle birlikte, sosyal kaygı, daha fizyolojik, davranışsal ve bilişsel özellikleri kabul eder. Sadece korku ve rahatsızlık uyandırmakla kalmaz, aynı zamanda başkaları tarafından değerlendirilme ve değerlendirilme korkusu nedeniyle panik yaratır. İnsanlarla uğraşırken, özellikle Psikoloji alanında, utangaçlık ve sosyal kaygı kavramları, insanları toplumsal durumlara dahil ederken yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yazının amacı, utangaçlık ve sosyal kaygı arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri vurgularken utangaçlık ve sosyal kaygıları daha ayrıntılı olarak anlatmaktır.
Utangaç nedir?Utangaçlık, yeni durumlara ya da insanlara bakıldığında bir tutuklanma hissi olarak tanımlanabilir. Çekingenlik çeken bireyler, sosyal etkileşimlerini engelleyen "başkaları ne düşünebilir" diye endişe duyuyorlar. Dolayısıyla davranışları, tüm faaliyetlerini hayatta renklendiren ego odaklı korku tarafından yönetilir. Bu kişiler, toplumsal durumları olabildiğince kaçınmaya çalışırlar çünkü eleştiri ve olumsuzluklara maruz kalacaklarını düşünerek görüşlerini dile getirmekten korkarlar.
Öte yandan sosyal kaygı, utangaçlıktan çok daha şiddetli. Başkaları tarafından reddedilen veya yargılanma korkusundan kaynaklanan sosyal etkileşimlerde bir bireyin yaşadığı aşırı korkunun bir koşulu olarak tanımlanabilir.Sosyal kaygıdan muzdarip olan bir kişi genellikle kendine güvenini çok düşük düzeyde tutar ve günlük hayatta bir kişinin girdiği hemen her faaliyette kendine aşırı bir bilinç gösterir. Kişi başkalarıyla olan etkileşimleri konusunda sürekli rahatsızlık duyuyor, özellikle de 'yeterince iyi değil' olma ihtimali. Sosyal kaygı iki şekilde ortaya çıkar. Bunlar
Gelişimsel sosyal kaygı
- Kronik sosyal kaygı
- Gelişimsel sosyal kaygının ilk biçimi oldukça doğaldır. Çocuklar, yaşamdaki yeni durumlara ve insanlarla karşılaştıklarında bunu yaşarlar. Çocuk büyüdükçe, çocuğun bu durumdan uzaklaşmasını sağlayan genişleyen dünyaya uyum yeteneği geliştirir. Bununla birlikte, durum yine yetişkinlikte ortaya çıkarsa, bu durum kronik sosyal kaygı olarak düşünülebilir. Bunu yoğun bir şekilde yaşayan insanlara sosyal anksiyete bozukluğu tanısı konuyor. Bu kişiler, yalnızca sosyal durumlara yönelik yoğun bir korkuyu değil, aynı zamanda durumdan kaçınmaya da çalışmaktadırlar. Sosyal anksiyete bozukluğu için tetikleyiciler olarak görev yapan bazı durumlar vardır. Genel konuşma, sahne gösterileri, eleştirilen, ilgi odağı, halka açık yerlerde yemek yeme, tarihlere gidme, sınavlara katılma, bu durumun tespit edilebileceği bazı durumlardır. Sosyal endişe duyan bir kişi onları endişe verici ve gergin yapan bir durumla karşılaştığında, kişi allık yapmaya, bulantıya, baş döndürmeye, titremeye, terlemeye ve hatta nefes darlığına başlamaya başlar. Dolayısıyla sosyal kaygıların utangaçlıktan daha derin gittiği açıktır.
Shyness ve Social Anxiety arasındaki fark nedir?
Çekingenlik ile sosyal kaygı arasında bir karşılaştırma yapıldığında, ikisi arasındaki benzerlik, toplumsal durumlarla yüz yüze gelme korkusu oluşturmaktadır. Bununla birlikte, bu faktör iki koşul arasındaki temel fark olarak da işlev görür.
• Çekingenlik, bir kişinin mizacından ve maruz kalmış çevre ve tecrübeden kaynaklanan toplumsal durum korkusunun hafif bir formu olarak düşünülebilir.
• Sosyal anksiyete, kişinin yaşam faaliyetlerini açıkça bozan ve kişinin yaşam kalitesini engelleyen daha yoğun bir korku biçimini ifade eder.
Görüntüler Nezaket:
Sureshbmani'nin Çekingenliği (CC BY-SA 3. 0)
- Maxwell GS'nin Flick'teki Sosyal Kaygı (CC BY 2.0)